30 Ağustos 2015 Pazar

Artık kaçmıyorum

Evet kaçmıyorum. Yüzleşiyorum birçok acıyla..ayrılıkla...ölümle...hayatın gerçekleriyle. Her sene bir öncekinden daha kötü ve acılı geçiyor. Kutlamıyorum diyorum yılbaşını.. işte bu yüzden. Üzülmek istemiyorum, bunalıma girmek istemiyorum..diye. Ama olmuyor. Bişeylere üzülmeyince, ağlamayınca acı geçmiyor, dinmiyor. Bende kaçmama kararı aldım. Yüzleşiyorum bunalıma girmekle yüzleşiyorum. Önceden yoksayıyordum. Sanki yaşanılanlar bir rüya ve bu rüya uyanınca bitecek. Ama öyle olmadı. Hep devam etti..ediyorda.
Nasıl bunca şeyi doğal, normal karşıladım, nasıl dayandım bende bilmiyorum. Onca haykırışlara, çığlıklara nasıl tepkisiz kaldım bilmiyorum. Tek bildiğim yaşanılan güzel şeyleri aramaktı.
Daha dün beni sımsıkı saran koca yürekli adam artık yok..Hayatın tokadını hepimiz yedik. İnandığımız, bildiğimiz acı gerçeğin tokadını yedik. Sonra da o tokadın şiddetiyle ayakta durmaya çalıştık. Ne kadar çalışırsak çalışalım herkes kendine verilen süre içerisinde yaşıyor. Ve bende bu süreyi artık geleceğimden çok şuanım için çabalayacağım. Çünkü geleceği yaşayacağımızı bilmiyoruz.

22 Ekim 2013 Salı

Teknolojiye Hapis Yaşamak

Toplum, teknolojinin getirmiş olduğu elektronik ürünlerin gittikçe esiri oluyor. Teknoloji geliştikçe doğallık yok olmakta, en başta doğa zarar görmekte. Doğayla birlikte insanlarda zarar görüyor. Sağlık problemleri, asosyallik beraberinde psikolojik bozukluklar ve daha bir çok dezavantajlar sağlamakta. Projedeki mesaj ise bu bilgiler doğrultusunda insanların belli mücadelerle teknolojisizde yaşayabileceklerini göstermek.

Teknoloji gelişmesiyle insanlardaki duygu kavramı en başta yok olmakta. Bunun sebebi robotlaşma ve kapitalizmin getirdiği monotonlaşma. Çıkan her yeni icat insanlara güzel sunularak sadece avantajlı yönleriyle cazip görünmekte. Ancak zarar konusu biraz havada kalmakta. Çünkü ihtiyaç konusu daha ağır basmakta. Oysa artık çıkan her yeni teknolojik ürünü ihtiyaçtan öte insanları etkilediği için satın alınmakta. Ve artık bu durum o kadar ilerlediki, elektronik bir aletsiz yaşayamayacakmışız gibi bir algı oluştu.

Teknolojinin ilerlemesiyle ortaya duygusuzluk problemi oluştu. Bu problemin başlıca sebebi iletişim kopukluğu yaşanması. İnsanlar birbirleriyle dertleşmeyip, her gün aynı işlerle uğraşmasıyla bir samimiyet oluşmuyor ve aslında karşısındaki insana değersizlik problemi ortaya çıkıyor. Bu doğrultuda insanlarında robotlaştığını görüyoruz ve artık duyguları olmayan bir toplum oluşuyor. En basit örneği televizyonda duyulan ölüm haberleri artık insanları ağlatmıyor.


Sadece duygusuzluk da değil tembel bir toplum yetişmeye başlıyor, bu sebeple obezite rakamları arttığı görünmekte. Kısacası, aslında çok şeyin başında teknoloji geliyor ama insanlar teknolojiyi o kadar seviyorki tüm bunları görmezden geliyor. En kötüsü ise bunu kabullenmeye başlanılması. Gözde canlanan aslında teknoloji hepimizi tutsak etti ve hiç birimiz buna engel olamayacağımızı kabul ettik. Ben ise insanların mücadele verip teknolojiyle yarışmasını istemekteyim.

10 Nisan 2013 Çarşamba

Eskiz Kağıtları

Hayatım eskiz kağıtları gibi, düzgün olanı çizene kadar yeni sayfa açıyorum kendime, ama her sayfada daha fazla deneyim kazanıyorum.

3 Nisan 2013 Çarşamba

Yağmur

Korkmuyorum artık senden gece 
Korkmuyorum hiç karanlık 
Üzerime gel istersen 
Sar beni ben kaçıp gitmem 
Korkmuyorum artık senden yalnızlık 
Korkmuyorum hiç korkmuyorum 
Yüreğime vur vur istersen 
Kalmadı hiç kaçıp gitmem 

Sokaklarda yanımda dolaşan yağmur 
Geceleri başucumda duran yağmur 
Avucumda ellerin yerine yağmur 
Vur yüzüme vur yüzüme 
Saçlarımda nefesin yerine yağmur 
Dudağımda dudağın yerine yağmur 
Gökyüzünden çaresizliğimi yağmur 
Vur yüzüme hadi vur yüzüme 
Yağmur.. 

Korkmuyorum artık senden gece
Korkmuyorum hiç karanlık 
Üzerime hep gel istersen 
Sar beni ben kaçıp gitmem. 
Korkmuyorum artık senden yalnızlık 
Korkmuyorum hiç korkmuyorum 
Yüreğime vur vur istersen 
Kalmadı hiç kaçıp gitmem 

Sokaklarda yanımda dolaşan yağmur 
Geceleri başucumda duran yağmur 
Avucumda ellerin yerine yağmur 
Yur yüzüme vur yüzüme 
Saçlarımda nefesin yerine yağmur 
Dudağımda dudağın yerine yağmur 
Gökyüzünden çaresizliğimi yağmur 
Vur yüzüme hadi vur yüzüme 

Daha hızlı yağmur 
Yağ hadi yağmur 
Ağlar gibi yağmur 
Vur yüzüme vur yüzümeee yağmur 
Yağ hadi yağmur 
Çok üzgünüm çok üzgünüm çok üzgün yağmurr 
Kaybedecek neyim kaldı ne kaldı yağmur 
Vur yüzüme hadi vur yüzüme 
Yağmuuur...

30 Mart 2013 Cumartesi

"Fânîyim, fânî olanı istemem; âcizim, âciz olanı istemem. Ruhumu Rahmân'a teslim eyledim, gayrı istemem. İsterim, fakat bir yâr-ı bâkî isterim. Zerreyim, fakat bir şems-i sermed isterim. Hiç ender hiçim, fakat bu mevcûdâtı umumen isterim."